1 Ekim 2010 Cuma

AKP'nin ders kitapları Sovyetlere karşı

"Cami yakma" ders kitaplarına girdi... Ortaöğretim 12. sınıflarda okutulan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi kitabında Rusya'nın Bolşevik Devrimi'nden sonra Türki Cumhuriyetler üzerinde asimile politikası uyguladığı yazıyor. Türkiye'nin NATO'ya girişi SSCB yayılmacılığını engellemek ve Türkiye'nin güvenliği için olumlu bir gelişme olarak anlatılıyor.
MEB tarafından basılan ve 12. sınıflara okutulan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi kitabında “Sovyetler Birliği’nin asimile siyaseti” başlığı altında Bolşevik devriminden sonra SSCB’nin Türk topraklarında asimile (Ruslaştırma) siyaseti uyguladığını ve Kırgız, Kazak, Özbek ve Türkmenler arasında Ruslaştırma siyaseti nedeniyle birliğin bozulduğu ve milliyetçiliğin güçlendiği anlatılıyor.
Aynı bölümde Sovyetlerin devletleştirme siyaseti kapsamında camileri ve mescitleri yaktığı ve tahrip ettiği, mal varlıklarına da el koyduğu iddia ediliyor.
Türkiye'de alfabenin değişimi de ilginç bir şekilde anlatılmış. Rusların Türkiye ile Türkmenistan arasındaki bağları kopartmak için Arapça yerine Latin alfabesine geçiş yaptığı, Türkiye’nin de bu alfabeye geçmesiyle “Rus Kiril” harfleriyle karışık bir Latin harf sistemine geçildiği ifade ediliyor.
Kitapta anlatılan olaylarda Bolşevik Devrimi döneminde gerçekleştiğine dair tarih vermemesi dikkat çekiyor. Döneme ait bilgiler 1917’den sonra Türki cumhuriyetler başta olmak üzere diğer bölgelerde bulunan ülkelerin kendi rızalarıyla önce Sovyetler Birliği’ne daha sonra ise ulusların kendi kaderini tayin hakkı siyaseti kapsamında ayrı devlet kurduklarını göstermektedir. Yine devrimden sonra camilerin yakılması ve mallarına el konulması iddialarının ise araştırma yapıldığında ve döneme ait kaynaklara bakıldığında tamamen asılsız olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bölgelerdeki ibadet yerleri açık tutulmuş insanların inanç merkezlerine dokunulmamış, dini vakıf ve derneklerin bağış toplaması, insanların inançlarının siyasi malzeme haline getirilmesi engellendiği görülecektir.
Türkiye'nin NATO'ya girişiKitabın “Türkiye’nin NATO’ya Girişi” bölümünde Sovyetlerin Avrupa’ya saldırması halinde yakın yerde üs kurmak isteyeceği ve bunun için Türkiye’yi tercih edeceği belirtilmiş. Türkiye’nin buna karşı NATO’ya girişinin önemli bir hamle olacağının altı çiziliyor. Aynı bölüme ait başka bir sayfada ise Kore Savaşı'na katılan Türk askerlerinin dünya basınında kahramanlar gibi karşılandığı söylenirken buna ait fotoğraflar da bölümde yer alıyor.
Sovyetler Birliği’nin 2. Dünya savaşında 20 milyon vatandaşını kaybettiği ve ülkesinin yerle bir olduğu bir dönemde savaş çıkaramayacağı ve böyle bir imkanın olmadığı biliniyor. Aynı dönem ve diğer dönemlere bakıldığında Sovyetler Birliği’nin Türkiye’de üs kurmak ve benzeri gibi isteklerinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Kitapta ABD’nin Türkiye’de Jüpiter tipi füzeler bulundurduğu ve ABD’ye ait üslerin varlığı konusu ise hiç işlenmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder